Bourdieu’nün Televizyon Üzerine adlı kitabından hareketle Türkiye’de medya ve siyasal bilinç üzerine bir şeyler yazmayı bir süredir düşünüyordum. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün bir açıklamasından sonra yazıyı daha fazla geciktiremeyeceğimi fark ettim.
Öncelikle yazının asıl derdine kaynaklık eden kitaptan biraz bahsetmek isterim. Bourdieu’nün Televizyon Üzerine kitabı ağırlıklı olarak Fransa’da medyanın sosyolojik, psikolojik ve siyasal çözümlemesini konu alan bir kitap. Gazete ve televizyon üzerine sektörle ilişkili, piyasa kaygılarının baskısı, bu kaygıların haberlere yansıması gibi basit anlatımlarla medya ilişkileri işleniyor.
Bourdieu’nün Fransa örneklerinden yola çıkarak yaptığı analizler – ki kitabın yayın yılı 1996- Türkiye’nin 2010’lu yıllarına da uyuyor olması çok şaşırtıcı. İletişim ve haberleşmede sosyal medyanın ağırlıklı olmasına rağmen Türkiye’de hala televizyon yoğun olarak izlenmekte ve temel kitle iletişim aracı olma özelliğini korumakta. Gazete ve televizyon üzerine yaptığı analizlerinden birinde Bourdieu, haberlerin genellikle “göstererek gizlemek” yöntemiyle kurgulandığından bahsediyor. Bu yöntemde yapılan, asıl gösterilmesi gerekenin yerine başka şeylerin gösterilmesi, bilgi vermekten kaçınılması, olayın daha önemsiz taraflarına dikkat çekilmesidir. Son zamanlarda bununla ilgili sık rastlanılan örnek ise zam, vergi, yüksek faturalarla ilgili haberlerdir. Pek çok anahaber bülteninde, pek çok gazetede yüksek faturalarla ilgili yapılan haberler vatandaşa tasarruf nasihatleri şeklindedir. Ancak olayın nedeni sorgulanmamaktadır. Zamlara, vergilere dikkat çekmektense vatandaşa tasarruf yöntemlerini haberleştirmek daha “sakıncasızdır”.
Bir başka tespiti ise, üçüncü sayfa haberlerine ilişkindir. Bordieu, bolca kan, cinayet ve dram içeren üçüncü sayfa haberlerinin dikkat dağıtıcı haberler olduğunu vurgulamaktadır. Herkesin ilgisini çekebilecek olan bu haberler, fikir ayrılıklarına neden olmayan, üzerine düşünülmeyen ve siyasi alandan uzak haberlerdir. Dolayısıyla tehlike arz etmez. Ancak Bourdieu’nün burada söylediğinin aksine Türkiye’de son yaşanan gelişmeleri dikkate aldığımızda “üçüncü sayfa haberleri” fikir ayrılıkları yaratan ve siyasi alandan hiç de uzak olmayan bir niteliğe bürünmüş durumdadır. Üçüncü sayfa haberlerinden kadın cinayetleri ve intihar haberleri Türkiye’de toplumsal siyasallaşmanın yeni biçimini oluşturmaktadır. Burada kısa bir parantez açmak isterim, bireyin siyasal bir insan olup siyasal değerleri öğrendiği süreç siyaset biliminde siyasal toplumsallaşma kavramsallaştırılmasıyla tarif edilir. Siyasal toplumsallaşma ise çeşitli kurumlar, ritüeller ve gruplar içerisinde gerçekleşir. Sivil toplum kuruluşları, okul, aile, arkadaşlar içinde siyasal değerlerin yeniden üretildiği bir süreçtir. Ancak benim kastettiğim kitlesel bir siyasal pozisyon, tavır almaktır ki ben buna toplumsal siyasallaşma diyorum. Kadın cinayetleri, devletin bu cinayetlerin gerçekleşmeden önce sorumluluğunu yerine getirmemesi ve cinayetlerin ardından toplum içindeki kadını aşağılayan, erkeğin üstünlüğünü pekiştiren yapıların eleştirilmemesi bu “üçüncü sayfa” haberlerini zararsız olmaktan çıkarmış ve toplumsal bir siyasi tavrın büyümesine olanak vermiştir.
Bu sebeple bugüne kadar zararsız olarak görülen üçüncü sayfa haberlerine iktidar tepki göstermeye başlamıştır. (Son 10 yılda anahaber bültenlerinde üçüncü sayfa haberlerinin ağırlığını inceleyen bir araştırma kurduğum bu bağlantıları ve değerlendirmelerimi daha açık kılacaktır.) Önceki gün, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yaptığı açıklamada anahaber bültenlerinde yer alan cinayet görüntülerinin travmalara yol açtığını bununla ilgili tedbir alınması gerektiğini ifade etmiş. Bakanın bu hassasiyetine inanmayı çok isterdim ancak bugüne kadar bu haberlerle ilgili tek kelime etmemiş ve cinayeti, şiddeti, çeteciliği, mafyayı özendiren dizi-filmlere sesini çıkarmamış bir iktidar zihniyetine inanmak safdillik olacaktır.
Toplum bir balon gibi gergin, siyasete ilişkin konuşmak yasak… Ancak bu gerginlik sonucunda bir yolunu bulup -kadın cinayetleri, intiharlar- tepkisini ortaya koymak zorunda. İktidar ve egemen söylem bunu ne kadar manipüle ederse etsin… Siyasetten uzak görünen üçüncü sayfa haberleri artık yeni bir toplumsal siyasallaşma yöntemidir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder